Günler haftaları, haftalar ayları derken yılları ve nihayetinde seçimler de seçimleri kovalarken, Aspirin mekan tüm partilerin ve yöneticilerin aklına geliveren, Mağduriyetin tavan yaptığı yerin adıdır ''FİKİRTEPE''
Malesef haklı olarak firmalara yükleniyoruz, resmi makamlara yükleniyoruz. Ancak, vekalet verdiğimiz ve firmalarla iş tutan bazı temsilcileri göz ardı ediyoruz. Kendi işimizi takip etmeyerek ve başkalarına güvenerek kendimize ve malımız için yaptığımız ihmali unutuyoruz!
Kiminin 2, kiminin 3, Kimininse 5 - 6 yılına sebep oldu bu vekaletletler aracılığıyla yapılan ihanetler, uyutmalar..
Utanmadılar, utanmıyorlarda sanırsam ar damarları çatladığı içindir ki, hiç bir zaman utanmayacaklar da. Elbette Allah, sorumluluğu altındaki vatandaşı ve komşusunu kandıranları ıslah etsin demekten başka birşey gelmiyor şu an aklımıza.!
Yıkılan evler, ödenmeyen kiralar, duyulmayan feryatlar yılardır devam ederken, kapalı kapılar ardından gizlice pazarlıklara tutuşanlar..! Ancak bu kadar ihanet edebilirdik kendi kendimize, kendi evimize, malımıza, mülkümüze, komşumuza ve semtimize..
.jpg)
Gelelim devletin makamlarını geçici bir süre için işgal eden, seçimle gelen yada atanan, ama bu sürenin sınırlı olduğunu unutan. Bu arada tebasında ki halkı her türlü tehdit ve dolandırıcılığa karşı koruması, uyarması gereken. Hatta vatandaşı bilgilendirip, hakkını korumak için her türlü tedbir ve önlemi alması gereken yetkililerden bahsediyorum, '' Siyasiler, Bakanlar, Bürokratlar, Müdürler, Muhtarlar, vb...''
Burada özellikle vatandaşın hakkını koruyan, kollayan temsilcileri, makamının hakkını verenleri tenzih ediyoruz. Bu vesile ile şimdiden herkesin yeni yılını da kutluyorum..
Fikirtepe'de olanlar, firma- temsilci - bürokrat ve vatandaş dörgeninde yaşananlar. Adaletin tesisi ve hakkaniyetin teslimi için görevi başında olan yada olacak yetkililere ibret vermesi bakımından Simon Sinek’in kaleme aldığı “Leaders eat last” adlı kitabından bir alıntıyı sizlerle paylaşarak konuyu daha fazla uzatmadan takdirlerinize bırakıyorum.
.jpeg)
Eski bir BAKAN’dan konferansta konuşma yapması istenmişti.
Elinde kağıt kahve bardağı ile kürsüye çıktı ve konuşmasına başladı…
Daha bir iki cümle söylemiş iken durdu, kahve bardağından bir yudum aldı ve sonra bir süre bardağı kaldırıp baktı.
Derin bir nefes aldı ve ;
“Biliyor musunuz ne düşünüyorum?” diye sordu…
“Bu konferansta geçen yıl da, hem de aynı kürsüde konuşmuştum…
Tek bir fark vardı; o zaman hala bakanlık görevim sürüyordu.
Buraya gelirken bana business class bileti alınmıştı, hava alanında beni bir limuzin ve eskort araba bekliyordu.
Beni önce bir otele götürmüşlerdi.
Otel müdürü beni otelin kapısında karşılamış ve kral dairesine çıkarmıştı…
Ertesi sabah lobide benim odadan inişimi bekleyen bir heyet vardı…
Beni yine aynı limuzinle bu salona getirmişlerdi…
Özel bir kapıdan içeri almışlardı…
Çok şık bir bekleme odasında konferansı beklerken porselen bir kapta kahve ikram etmişlerdi…
Sonra da beni salona aldılar ve en ön sırada ayrılan yerime geçmiştim”
Eski bakan derin bir nefes aldı, seyircilere gülerek bir süre baktı ve devam etti
“Fakat bu yıl karşınızda bir bakan olarak bulunmuyorum.”
Bir an durdu ve sonra;
“Dün buraya kendi ödediğim uçak bileti ile uçtum.
Beni hava alanında kimse karşılamadı.
Otele taksi ile geldim.
Kendi odama kendim çıktım.
Bu sabah buraya otelden yine taksi ile geldim. Kapıdan girerken güvenlikten geçtim, hüviyetimi alıp listede olduğuma emin olmadan salona almadılar bile.
Sonra da bulabildiğim yerde oturdum.
Canım kahve istedi ve görevliye sordum; bana dışarıda kahve makinesi olduğunu söyledi.
Ben de çıktım ve şu gördüğünüz kağıt bardağa kahveyi kendim doldurdum”
Seyirci gülmeye başlamıştı.
“Sanıyorum geçen yıl porselen bardak bana sunulmamıştı.
Makamıma sunulmuştu. Benim asıl bardağım işte bu.”
Konuşmanın bu noktasında gülüp alkışlayan seyircilere kahve bardağını kaldırıp gösterdi.
Alkışlar bitince de şunları söyledi;
“Size verebileceğim en iyi ders bu işte.
Bütün o övgüler, hizmetler, avantajlar rütbeniz, rolünüz, makamınız içindir.
Size ait değildir.
Ve bir gün makamınızı görevinizi bitirdiğinizde porselen bardağınızı halefinize verirler.
Çünkü aslında hep layık olduğunuz kağıt bardaktır.
_________________________________
Yasin Bektaş - 05498413716
ajansFİKİRTEPE/www.fikirtepehaber.com
_____________________________________
*Bu metin Simon Sinek’in
“Leaders eat last” (Liderler en son yer) kitabından alıntıdır.
GAYET GÜZEL OLMUŞ ELİMİZE SAĞLIK