Son 3 yıldır Fikirtepe’deki Kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilgili hasbel kader orada bir konutumuzun olması nedeniyle çalışmaların içinde bulundum.
Mesleki olarak faaliyet konularım içinde olması nedeniyle de bilgim ve tecrübelerim doğrultusunda beni davet eden, bana bilgi soran, danışan arsa ve konut sahipleri ile gerek düzenlenen mahalle toplantılarında, gerek yüz yüze, gerekse telefon ile dilimin döndüğü bilgimin elverdiği oranda bila bedel yardımcı olmaya çalıştım.
Ancak, tüm bu emek ve çalışmalarımın bugün Fikirtepe’de yapılan bir toplantıya katıldığımda ne kadar boşa gitmiş olduğunu görmek beni bir hayli üzdü.
Maalesef, üzüntüm insanların Anayasa ile teminat altına alınmış olan barınma hakkının bazı bilgisiz-bilinçsiz ve art niyetli kişiler tarafından nasıl istismar edildiğini görmek, bu hakları gasp edilen kişilerin de hala hayali bir proje ve rant peşinde koşarak tüm doğruları reddedip kendi kendilerini kandırmaya devam etmelerinden kaynaklanmaktadır.
Burada “hakları gasp edilen” kelimesini bilerek kullandım. Çünkü gerçekten de burada yıllarını ve emeğini harcamış, kendi imkanları ile başını sokacak bir yuva-bir bina yapmış kişilerin bu bina ve yuvalarının Müteahhitlerle imzaladıkları tamamen tek taraflı ve teminatsız bir şekilde hazırlanmış kat karşılığı sözleşmelerle göz göre göre ellerinden alınmaya çalışılmasının başka bir şekilde tanımlanması mümkün değildir.
Bu sözleşmelerin ne derece tehlikeli olduğunu görebilmek için hukukçu veya üniversite mezunu olmaya gerek yoktur. Okuma yazması olup aklı başında bir insanın sözleşmeyi dikkatli okuduğunda bu sözleşmelerin nasıl sakat bir sözleşme olduğunu görmemesi mümkün değildir. Bu sözleşmeler tamamen tek taraflı, Müteahhitlerin çıkarı doğrultusunda hazırlanmış sözleşmeler olup, arsa sahiplerine olası bir riskli durumda hiçbir hak tanımamaktadır. Sözleşmelerde İnşaata ne zaman başlanacağı belirsizdir.
Arsa sahibine herhangi bir teminat verilmemiş, aksine insafsız bir ceza konulmuştur. Bu konuda inisiyatif ve keyfiyet tamamen Müteahhitin uhdesindedir. Fikirtepe geneline baktığımızda, Müteahhit sıkıştığı anda bir bahane bulup sözleşmeyi istediği gibi uzatabilir. Burada akla şöyle bir soru gelebilir “ İnşaat’a başlamamak ya da, geç başlamak Müteahhitin yararına mıdır?” Elbette ki bu tür projelerde inşaata geç başlamak hiçbir müteahhidin yararına değildir. Ancak, Müteahhitler böyle büyük projeleri yapabilecek mali ve teknik alt yapıdan yoksun ise, projenin finansmanını temelden ve maketten satış yapılarak elde edilecek hasılata paralel kurmuş ise işte o zaman yandı gülüm keten helva.
Bugün gayrımenkulde satışlar geçmişteki konut satış hızlarına göre düşmüş durumda, ancak Fikirtepe’nin lokasyonu nedeniyle iyi projelerde satışların başarılı olabileceği görülmektedir. Bu başarının arkasında da herşeyden önce Müteahhit Firmanın geçmiş çalışmaları ile firmaya güven ön plandadır. Fakat tüm bunlara rağmen genel istastistikler projeden satışlarda ilk %25 lik kısım proje başlangıç aşamasında, %35 lik kısmı inşaat yapım süresinde, kalan % 40 lık kısım da inşaat bitiminden sonraki 3-5 yıl içinde satıldığını bize göstermektedir. Bu durumda Finansman sıkıntısı ve alt yapısı yetersiz olan Müteahhit firmaların satışa bağlı olarak inşaatı tamamlayarak hak sahiplerine konutlarını teslim etmeleri ancak mucize gerektirir ki henüz bu tür bir mucizeyi gerçekleştirmiş Müteahhit firma dünya da bulunmamaktadır.
Peki o zaman neden Fikirtepe halkı mucize beklentisi içindedir? Çünkü müteahhit firmalar ve onların yerel yandaşları belki bilinçli, belki bilinçsiz bir şekilde halkı ikna ederek bu tek taraflı sözleşmeleri, gerek 2/3 yasası ile tehdit ederek gerekse tatlı dil-duygu sömürüsü ile “Bak benim de var ben de veriyorum, ben salak mıyım ” söylemine dayanıp güven oluşturmaya çalışarak, imza atanlara nakit 5000 TL - 10.000 TL gibi ikramiyeler vererek, komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerini kullanarak bir şekilde bu insanları kandırmışlar ve kandırmaya da devam etmektedirler . Eğer bir siyasal veya ekonomik kriz-tehlike-risk-felaket söz konusu olduğunda kendilerini savunmak için ağlayan ilk kişler de onlar olup bu işte ne kadar masum olduklarını kendilerinin de kandırıldıklarını anlatıp temize çıkmaya çalışacaklardır. Bu kişiler proje başarıya ulaşırsa kahraman, başarısız olduğu takdirde de en mağdur kişi rollerine bürüneceklerdir.
Neler yapılmalı,
3 yıldır inşaat başlayacağım deyip başlayamayan, mali sıkıntı içinde olup iflasın eşiğinde bulunan veya bu tarz bir duruma düşme durumunda olan firmalar ile yapılan sözleşmelerle ilgili gerekli hukuki süreçleri başlatmak için derhal iyi bir hukuk bürosu ile anlaşma yapılıp sözleşmelerin iptali davası, bu sözleşmelerin imzalanması için ön ayak olan, eksik ve yanlış bilgilerle halkı bilerek veya bilmeyerek kandıran, kendilerine temsilci adı veren kişilere de nitelikli dolandırıcılık ve tazminat davaları açılmalı ki, herkes sorumluluğunun bilincine varsın. Bu davalar yıllar sürebilir ancak müteahhit firmaların keyfi tutumlarından daha sağlıklıdır.
İkinci olarak Müteahhitlerin maket üzerinden yaptıkları satışların durdurulması için ihtar çekilmelidir. Şu anda yapılan satışların çoğu yasal değildir.Projeler arsa sahiplerine sunularak ön onaylar alınmışmıdır!? Projelerde hak sahiplerinin dairelerini hangi kattan ve kaç m2 olarak alacağı belli değildir. Kat irtifakı kurulmuş mudur !? Maketten satış ile ilgili Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınmışmıdır !?
Bu tarz durumlara rağmen, firmalar gazete ve TV lere reklamlar vererek hem arsa sahiplerini hem de buradan konut alanları kandırmakta, bu reklamlar kanalıyla yetersiz olan mali yapılarını güçlendirmeye çalışmakta, şirketlerini mali krizden kurtarabilmek için yeni ortaklar aramaktadırlar. Yapılacak olan bu ortaklıklardan veya projeden beklediğini bulamayan bazı müteahhit firmaların projeyi ve şirketi paravan bir firmaya veya yeni ortağa devrederek ortadan kaybolma ihtimali yüksektir. Bu firmalar reklamlarla maketten yaptığı satıştan topladıkları paralarla vurgun yaparak sözleşme yaptıkları arsa sahiplerini yüzüstü ortada bırakacak ve bu ortada kalan arsa sahiplerine devlet te sahip çıkmayacaktır.
Fikirtepeye girmiş bulunan Müteahhit firmalar bu konuda gerçekten art niyetli olmayıp samimi iseler mali ve teknik sorunlarını çözerek ve gereken teminatları da vererek derhal inşaatlara başlamalı, sözleşme imzaladıkları arsa sahiplerine karşı şeffaf ve dürüst olmalıdırlar.
Nihayetinde Müteahhit firma arsa sahibinin ortağıdır, ortaklar arasında dürüstlük ve şeffalık olmazsa olmaz şartlardandır. Ama Müteahhit firma art niyetli ise karşı dava açıp dava açmayanları inşaatın başlayamamasının sorumlusu olarak dava açanları ve sözleşmeyi imzalamayanları sorumlu olarak gösterecektir. Sırf bu niyetin ölçülmesi için bile dava açılarak müteahhidin niyeti ortaya çıkarılabilir. Bugün bir adada yapılan Fikirtepe mahalle toplantısında da veya genel olarak Fikirtepe genelinde karşılaşılaşılan, kendilerini temsilci diye tanımlayan ancak bazıları Müteahhit firmanın yandaşı gibi davranan veya yancısı olan kişiler gene sözleşmelerdeki sıkıntılı sorunları çözümletmek yerine , bu sakat sözleşmelere imza atmayan kişileri ikna etmeye çalışmakta, onları mahallelinin içinde Müteahhidin inşaat başlayamamasının sorumlusu olarak göstermekte, “en iyi savunma saldırıdır” prensibince kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaktadırlar.
Özetle;
Fikirtepe’de de tablo bir zamanlar 1981 Yılında yaşanan Bankerlerin batışı, 2001 yılında yaşanan Bankaların batışı gibi, yetersiz Mütehhitlerin de batışına tanık olunacağı gün gibi aşikar görülmektedir. Bu kara tabloyu göremeyenlere, görüp te gerekli önlemlerini almayanlara söylenecek fazla bir sözümüz bulunmamaktadır. Bizim sözümüz anlayana, anlamaya çalışana ve bilgiye değer verenedir.
Selam ve saygılarımla
Cemal KURTOĞLU
Mimar- GM Danışmanı
*Yasal Uyarı ; Yazılan yazılar ve içeriği dahil olmak üzere her hangi bir yerden alıntı olmaması ve bunlardan dolayı doğabilecek her türlü hukuki sorumluluk yazan kişiye aittir. Fikirtepe Haber olarak şeffaf düşünce ve yorumlara açık olmakla beraber yazılan yazılar ve içerikleri ile ilgili her hangi bir sorumluluk kabul etmemekteyiz. Yazının yazarı ve sahibi olan kişi yazının kendisine ait olup kopye olmadığını ve bu yazıyı yazmakla, doğabilecek her türlü hukuki karşılıklara karşı da sorumlu olduğunu kabul etmiş olmaktadır. Fikirtepe Haber
maalisef kandirmayi birak 2/3 yasasi ile tehdit ediyorlar. inşaat bankerleri türüyor. sorumlusu bugünkü siyasi iktidar.