Fakat kentsel dönüşümde maalesef hâlâ know-how'ı öğrenemedik. Devletin, vatandaşı o bölgeden boşaltıp, onları bir yere konumlandırıp, kirasını, gerekli taşınma parasını verip, hızlı bir şekilde o pilot bölgede yeşil alanı olan parkı olan, araç geçişi olan, altyapısıyla üstyapısıyla kalitesiyle yeni bir mahalle oluşturması gerekiyor." 1950-60'larda yapılan hataların tekrar edildiğini kaydeden Aşçıoğlu, yerinde yenilemeyle aynı binanın bir iki kat fazla olarak tekrar yapıldığını vurguladı. Aşçıoğlu, "İmarı artırılıyor fakat yollar, altyapı aynı, park yok, insanların nefes alacağı yerler yok. Böyle olunca da şehir kaybediyor, ülke kaybediyor. 50-60 yıl sonra o yapılar da yıkılacak. Halbuki 500 yıllık kalıcı yapılar yapmak lazım. Gidin Avrupa'ya görün. Yüzlerce yıllık binalar var" dedi.
'KONUTA HERKES ERİŞEBİLMELİ'
Yaşar Aşçıoğlu hükümetin asli görevinin vatandaşın konut edinme hakkını sağlamak olduğunu ifade ederek barınma konusunun halledilebilmesi için konut fiyatlarının mutlaka düşmesi gerektiğinin altını çizdi. Aşçıoğlu "Konut fiyatlarının da en büyük maliyeti arsadır, hammaddesi arsadır çünkü. Devlet olarak, hükümet olarak hammaddenin fiyatını düşürmesi gerekiyor. Herkesin ulaşabileceği bir rakamda konut edinebileceği yerlerin sağlanması lazım. Dolayısıyla devlet konut fiyatlarını şehrin dışında düşürürse otamatik olarak şehrin merkezinde de düşecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Yabancıların gayrimenkul yatırımları kalıcı
Yabancılara yapılan gayrimenkul satışlarına da değinen Yaşar Aşçıoğlu, globalleşmiş dünyada dış sermaye olmadan ülkelerin kalkınabilmesinin mümkün olmadığının altını çizdi. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kaldıraç olarak mutlaka dış sermayenin gerekli olduğunu vurgulayan Aşçıoğlu, gayrimenkulün kalıcı bir yatırım olduğunu kaydetti. Aşçıoğlu "Dış sermaye kaldıraçtır, çünkü sıcak paradır; gelir ve gider.
Bunu yatırımcı haline nasıl dönüştürürsün? Gayrimenkule gelen kalıcı paradır, hiçbir zaman gitmez. Bu parayı da ülkeye getirmek için, siyasi olarak söylemlerin eylemlerin, mesajların çok dostça verilmesi lazım" dedi.
Finans dünyasının büyük bölümünün Arap sermayesi ile döndüğünü belirten Aşçıoğlu, "Katar, Suudi Arabistan, Bahreyn gibi ülkeler finansı dünyaya yolluyorlar, Amerika, isviçre, ingiltere gibi ülkeler onlar üzerinden finans dünyasını yönetiyorlar. Türkiye onlar için cazibe merkezi. Bu finansı Türkiye'ye getirmenin yollarını bulmak lazım" diye konuştu. Haberin devamını okumak için buraya tıkla