“2030’a kadar her yıl 500 bin binanın yenilenmesi lazım”
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği), 35. Olağan Genel Kurulu öncesi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin katılımıyla ‘Türkiye İnşaat Sektörü 2017 yılı Öncelikler ve Hedefler’ toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye ekonomisinin yüzde 27’sinin inşaat sektörüne dayalı olduğunu ve sektörün yüzde 100 yerli ve milli olduğunu söyledi. 250 sektörü etkileyen inşaat sektörünün önünün çok açık olduğunu ifade eden Özhaseki, “Milyonlarca insan İnşaat sektöründen ekmek yiyor. Köyden şehre göçler hala devam ediyor. İnsanların refah düzeyi artıyor ve daha lüks konutlarda oturmak istiyorlar. Organik yapılarda, bahçeli yerde oturmak istiyorlar. Bu nedenle inşaatın önü açık” dedi. 2030’a kadar İstanbul’da 7 şiddetinin üzerinde bir deprem beklendiğini ve bu gerçekleşmeden önce 7 milyon binanın bir an önce değişmesi gerektiğini söyleyen Özhaseki, her sene İstanbul’da 200 bin, Anadolu çapında ise 300 bin olmak üzere 500 bin binanın değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Toplantıda konuşan Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, Türkiye İMSAD’ın bugün 78 büyük sanayici, 30 alt sektör dernek ve 11 paydaş kurum üyesiyle sektörü büyük bir çatı altında topladığını belirtti. Hinginar, “Türkiye İMSAD, 33 yıldır, yatırımları ve ticari faaliyetleriyle, yarattığı istihdamla ve dış ticaretteki başarısıyla ülkemizin kalkınmasına en yüksek katkı sağlayan sivil toplum kuruluşlarından biri konumundadır” dedi. Hinginar, ülkenin sanayicileri ve inşaat sektörünün temsilcileri olarak, ülkeye ve sektöre fayda sağlayacak çalışmaları yapmakla birlikte, birtakım eksiklere de dikkat çekmeyi görev bildiklerinin altını çizdi.
Bakan Mehmet Özhaseki: “45-50 milyon dolarlık ekonomi oluşabilir”
Türkiye’nin deprem bölgesinde olduğunu şu anda kadar gerçekleşen 6 ve üzeri deprem sayısının 56 olduğunu ve bu depremlerde 82 bin kişi öldüğünü söyleyen Özhaseki, “Bunlar ciddi ve ürkütücü rakamlar. Depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Çok sağlıksız ve kimliksiz binalara sahibiz, deprem bölgesiyiz. Tehlike oluşturan alanalar yüzde 42. 1999 yılından sonra yapılan 5 milyon bina var ama 7 milyon binanın dönüşmesi lazım. 2012’den bu yana toplamda ulaşabildiğimiz bina sayısı 960 bin. Daha hızlı olmamız gerek. 2030’a kadar, şiddeti 7 üzerinde bir deprem olacak İstanbul’da. Bir gün sonrada 10 yıl sonrada olabilir bu. 7 milyon bina bir an önce değişmeli. Bu nedenle kentsel dönüşüm yasası çıkarıldı” dedi.
Her sene İstanbul’da 200 bin, Anadolu çapında ise 300 bin olmak üzere 500 bin binanın değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Özhaseki, “Bu konuda başta bize büyük iş düşüyor. Ancak belediyelere ve vatandaşlara da görevler düşüyor. Belediyeler mahalle ve bölge bazında dönüşüm yapmalı, böylece daha sağlıklı olur. Bu konuda teşviklerimiz var ve bunu daha fazla hızlandıracağız. Vatandaşımızın da binalarını ölçümlerini yaptırmaları gerekiyor. Birbirimizi kandırmayalım. Devlet her şeyi yapamaz. Belediyelerimiz de vatandaşlarımızda üzerine düşeni yapmalı. Belediye, vatandaş ve devlet üzerine düşeni yaparsa, 45-50 milyon dolarlık ekonomi oluşabilir” dedi.
Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi yolda…
Hinginar, Türkiye İMSAD’ın; Türkiye’nin deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm, binalarda enerji verimliliği, yüksek kaliteli ve katma değerli malzeme üretimi, inşaat malzemeleri ihracat pazarını büyütme, konut kalitesini ve güvenliğini arttırarak insanımızın yaşam kalitesini yükseltmek gibi konularda önemli projeler yürüttüğüne dikkat çekti. Hinginar şöyle devam etti; “Ayrıca, tamamlandığında ülkemiz ve sektörümüz için çok önemli bir proje olacak olan Güvenli Yapılar Eğitim Merkezimizin Tuzla Belediye Başkanı Sayın Şadi Yazıcı’nın da desteği ve katkılarıyla inşa edilmesi için Tuzla Belediyesi ile bir protokol imzalamış bulunuyoruz.”
“Kentsel dönüşümde yasal altyapı tamamlanmalı”
Türkiye İMSAD’ın kentsel dönüşümü desteklediğini belirten Hinginar, “Ülkemizde başlatılan “Kentsel Dönüşüm” faaliyetini bizler de destekliyoruz. Ancak, yine her fırsatta şunu da anlatmak istiyoruz ki, Kentsel dönüşüm, yasal altyapısı tamamlanmadan devam ettirilirse, daha çok rantsal dönüşüm olarak adlandırdığımız şekle dönüşmekte ve ülkemize yarardan çok zarar verecek boyuta ulaşmaktadır. Bu nedenle, çok geç kalmadan yasal altyapıyı tamamlamaya daha fazla önem verilmesi çok doğru ve olumlu bir yaklaşım olacaktır. Başka bir deyişle bizlerin geleceğe dönük yaşam şartlarını karşılayacak konutlar üretmemiz gerekiyor. Öyle ki 20-30 yıl sonra tekrar kentsel dönüşümü konuşmak durumunda kalmayalım” dedi.
“İnşaat ölü yatırım değildir”
Sektördeki önemli konulardan birinin de binalarda enerji verimliliğinin geleceğe dönük olarak enerji tüketimini en aza indirecek şekilde uygulanmasını sağlamak olduğunu belirten Hinginar, Türkiye’nin “temiz enerjili evler” konusunu gündeme alması gerektiğini söyledi. Hinginar, “Akıllı Şehirler uygulamalarını daha fazla gecikmeden ülkemizde yerleştirmemiz gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum. Dokusal yapıyı bozan çok yüksek yapıların sınırlandırılması görüşünü destekliyoruz. İnşaat sektörü ekonomimizin ve ihracatımızın lokomotif sektörlerinden biridir. İstihdama olan katkımız da ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Bu nedenlerle inşaatın, bazı ekonomistlerin dediği gibi ölü yatırım olarak nitelendirilmesini biz doğru bulmuyoruz. Katma değeri en yüksek sektör inşaat malzemesi sektörüdür.”
“Konutlara yenileme de KDV indirimi kapsamına dahil edilmeli”
Ülke ekonomisine daha çok katkı sağlayabilmek amacıyla inşaat sektörün teşvik gören sektörler arasında olmasının önemli olduğunun altını çizen Hinginar, “Konut satışlarının arttırılması ve sektöre hız kazandırması amacıyla konutta KDV indiriminin doğru şekilde düzenlenmesi ve uygulanması halinde hem konut maliyetinin düşeceği hem de kayıt dışı işlemlerin azalacağı ve kontrol altına alınacağı görüşündeyiz. Öte yandan, inşaat malzemelerinde KDV indiriminin kapsamının genişletilerek mevcut konutlardaki “yenileme” çalışmalarının da bu kapsama dahil edilmesi, evini yenilemek isteyecek vatandaşlarımızı teşvik edecek ve ekonomimizin canlanmasına da vesile olacaktır” dedi.
“Gönüllü denetim sistemi oluşturulmalı”
Kayıt dışı ile mücadelede bir diğer önemli konunun da denetim olduğuna dikkat çeken Hinginar, “Bir yapının güvenli olabilmesi için gerek paydaşların yeterliliğinin, gerek tasarım ve uygulamanın denetlenmesi ve belgelenmesi şarttır. Türkiye İMSAD olarak, Piyasa Gözetim ve Denetimi konusunda Bakanlığımız tarafından yürütülen tüm çalışmaları destekliyor ve bu konuda her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu da sık sık ifade ediyoruz. Kamu denetiminin yanı sıra, her şeyi devletten beklemeyen, kendi kendini müteselsil olarak denetleyen, bir başka deyişle “Gönüllü Denetim” sisteminin de oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Biz sektör olarak bakanlığımızla bu konuda işbirliği yapmaya her zaman hazırız. Yasa, yönetmelik ve standartların oluşturulması hususunda, denetim hususunda gerekli katkılarda bulunmaya hazırız. Burada kazanacak olan ülkemizdir, ülkemizin geleceğidir” diye konuştu.
“Yapı yasamız olmalı”
“Bildiğiniz gibi ülkemizde bir yapı yasamız yok. Yapı işleri genelde yönetmeliklerle düzenlenmiş durumda. Ancak, birçok yönetmelikte diğer yönetmeliklerle çelişen hususlar var. Örneğin Yangın Yönetmeliği ile Isı Yalıtım Yönetmeliği veya Deprem Yönetmeliği arasında uyumsuzluklar var. Hatta su yalıtım yönetmeliği, ses yalıtım yönetmeliğimiz hala yok. Bu nedenlerle de yapı kalitemiz maalesef arzu ettiğimiz nitelikte değil. Biz tüm yönetmelikleri aynı çatı altında bir araya getirecek bir “YAPI YASASI” oluşturmak için çalışma başlattık. Bu çalışmayı sektörümüzün tüm paydaşlarını bir araya getirerek gerçekleştirmek istedik. Ancak, itiraf etmeliyim ki bunda maalesef başarılı olamadık.
“Üretmeye devam edeceğiz”
“Ülke olarak 2016 yılında menfur darbe girişiminin yanı sıra üzücü terör olayları yaşadık. Tüm bu olumsuz gelişmeler bizim sanayiciler olarak üretme arzumuzu yitirmemize neden olmamıştır, olamayacaktır da. İnşaat malzemesi sanayicileri olarak, 2017 yılına ve geleceğe umutla bakıyoruz. Üretmeye, yatırımlarımıza ve katma değer yaratmaya devam edeceğiz.”
Yeni Başkan Ferdi Erdoğan
Yönetim kurulunun iki yılda bir seçildiği Türkiye İMSAD’ın (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) 35. Olağan Seçimli Genel Kurulunda başkanlık görevine, Kale Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Ferdi Erdoğan geldi.
Türkiye İMSAD’ın 35. Olağan Seçimli Genel Kurulu’nda 2017-2019 dönemini kapsayan 2 yıl için görev yapacak yönetim ve denetim kurulları belirlendi. Genel Kurul’un ardından yapılan yönetim kurulu toplantısında Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanlığına Ferdi Erdoğan seçildi.
Türkiye İMSAD Hakkında
Kuruluşundan bu yana geçen 31 yılda, Türk inşaat sanayini gerek yurt içinde gerekse yurt dışında temsil eden bir sivil toplum örgütü olan Türkiye İMSAD’ın, 31 sektör derneği, 80 sanayici firma ve paydaş kurum üyeleriyle birlikte, pazarda 21 binden fazla noktaya etkin bir şekilde ulaşmaktadır. Sürdürülebilir büyüme için yurt içinde ve yurt dışında işbirlikleri geliştiren Türkiye İMSAD, iç pazardaki gelişmeleri yakından izlemekte ve ihracatta ulaşılan başarının artarak sürdürülebilmesi için, dış pazarları yakından takip etmektedir. Türkiye İMSAD, inşaat sektörünün çok önemli grupları olan 30 farklı alt sektörü temsil etmektedir. Avrupa Yapı Malzemeleri Konseyi CPE'nin yönetim kurulunda olan, 2011 yılında Brüksel, 2015 yılında ise Kamerun temsilciliğini kuran, sektörel projeler yürüten, raporlar yayınlayan Türkiye İMSAD, Avrupa Komisyonu’nun fonladığı birçok projeye de liderlik etmektedir.
ajansFİKİRTEPE/www.FİKİRTEPEHABER.com
Yasin bey, bakan beyi de kırmızı çizgiyle çevirmişsiniz.Belirsizlik yoktur inşAllah