TMMOB ''Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği'' İstanbul Şubesi tarafından 02.07.2021 tarihinde açılan iptal davasında bilirkişi raporları doğrultusunda 13. İdare Mahkemesi tarafından verilen iptal kararına ilişkin bilirkişi raporu yazıldı.
02.07.2021 tarihinde TMMOB Mimarlar odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Mimarlar odasınca öncelikle yürütmenin durdurulması ve iptali amacıyla dava konusu edilen İstanbul İli, Kadıköy İlçesi Fikirtepe Riskli Alanı ve Çevresinin 2. Etabına ilişkin olarak hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı İstanbul 13. İdare Mahkemesi tarafından İPTAL edildi.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 'nin daha önceki yapmış olduğu açıklama ya göre '' NE OLMUŞTU ? ''
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın İstanbul’un Kadıköy ilçesinde riskli alan ilan ettiği Fikirtepe bölgesiyle ilgili imar planlarının iptali talebiyle açılan davada yeni bir bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, “planın gösteriminin değiştiği, plan notları aracılığıyla iptal gerekçelerinin devam ettirildiği” belirtildi.
Fikirtepe’deki kentsel dönüşüm projesinin üçüncü etabına yönelik İstanbul 11’nci İdare Mahkemesi’nde görülen davada bilirkişi raporu hazırlandı. Şehir plancısı, mimar ve harita mühendislerinin hazırladığı raporda, güncel davaya konu imar planında kademeli emsal uygulaması hala devam ettiğinden ada bazında yoğunluk değerlerinin uygulamada ne düzeylere erişeceğinin bilinmesinin mümkün olmayacağı belirtildi.
Raporda, güncel planda donatı alanlarının hem nazım imar planında hem de uygulama imar planında gösterilerek belirsizliğin giderildiği, ancak “ticaret harici” fonksiyonu nedeniyle donatı alanlarında belirsizliğin devam ettiği kaydedildi. Bilirkişiler, “Planın gösterimi değişse de plan notları vasıtasıyla iptal gerekçelerinin aynen devam ettirildiğini” değerlendirdi.
Metin ve tablo verileri çelişkili
Raporda, iptal edilen 2013-2017 imar planlarındaki Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planının açıklama raporlarının güncel davada ayrı ayrı raporlar halinde düzenlendiği aktarıldı. 95 sayfalık Nazım İmar Planı açıklama raporu ile 105 sayfalık Uygulama İmar Planı raporunun 92 sayfasının aynı olduğu belirtildi.
Bilirkişilere göre, Nazım İmar Planı açıklama raporunda nüfus hesabı için yoğunluğu hektar başına 825 kişi olarak hesaplandı, ancak aynı raporda yoğunluk hesabı hektar başına 400-800 kişi olarak belirtildi, nüfus da 5 bin 961 kişi olarak hesaplandı. 9.31 hektarlık alan üzerinden hesap yapıldığında nüfusun 7 bin 680 kişi çıktığı kaydedildi. Bilirkişiler, açıklama raporundaki metin ve tablo verilerinin çelişkili olduğunu aktardı.
Gizli yoğunluk artışı
Bilirkişiler, uygulama imar planı açıklama raporunda inşaat alanının kişi başına 50 metre kare olarak hesaplandığını, bu hesaba bölgenin demografik yapısı, ekonomik ve sosyal yapı analizinden ulaşıldığını belirtti. Fikirtepe’de proje alanını kapsayan üç etapta yaklaşık 50 bin kişinin yaşadığını aktaran bilirkişiler, 134 hektarlık toplam plan bölgesinde yaklaşık 16 bin hane bulunduğunu, bunların yaklaşık 11 bininin dolu olduğunu kaydetti. Hane halkı büyüklüğünün 3.25, kişi başına konut büyüklüğünün ise 25.81 metrekare olarak bilindiğinin altını çizen bilirkişiler, inşaat alanının kişi başına 50 metre kare olarak hesaplanmasının “gizli yoğunluk artışına” neden olacağını belirtti.
Ne olmuştu?
Fikirtepe’deki “kentsel dönüşüm” süreci 17 yıl önce başladı. 2005 yılında “özel proje alanı” ilan edilen Fikirtepe’ye yönelik imar planları 2011 yılında onaylandı. Bakanlar Kurulu’nun 2013 yılında “riskli alan” ilan ettiği Fikirtepe’de yaşayan halkın mağduriyeti de katlandı. Mahalle hakkında bir yıl sonra da acele kamulaştırma kararı verildi. Ancak İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi 2019’da verdiği kararla imar planlarını iptal etti. Kararda, bakanlığın hazırladığı bazı plan notlarında donatı alanları ve imar transferi hakları ile yoğunluk kararına uygun bir yapılaşma olup olmayacağının belirsiz olduğu kaydedilmişti.
Bakanlık, Şubat 2021’de bu defa da mahalleyi üç ayrı etaba ayırarak yeni imar planları hazırladı. Bu planlara karşı da davalar açıldı, çünkü Bakanlığın hazırladığı yeni planlarda belirsizlik düzeltilmemişti. Kurum ve kuruluşların planlarla ilgili görüşlerinden biri hariç tamamı iptal edilen planlara yönelikti.
Eeeeeee şimdi nolucak daha ne kadar bekleyecegiz