Çalışan her zaman başarır, yeterki iyi niyetli olsun, boyundan büyük işlere kalkışmasın! Bir torba çimento taşıma kabiliyeti alan birisi İki torba çimentoyu kucaklamaya kalkarsa ne lur ? Elbette altında kalır. Altında kalması bir tarafa sakatlanır. Daha da kötüsü kendisine verdiği zarar yetmiyormuş gibi çimento torbasınıda delerek zayi olmasına sebep olur. Burada Çimento torbasını yapı adaları olarak düşünürsek Fikirtepe'de ki bir çok adanın neden hala çözülemediği ve nasıl bir kangren halini aldığını daha iyi anlayabiliririz.

Tabi yetkililerinde bunun bilincinde olduğundan şüphemiz yok ! Belki durumun farkında olan yetkililerinde 2 aya yaklaşan görüşmelere rağmen, Fikirtepedeki bazı firmalarla yaptıkları görüşmelerde net gözle görülür bir karar alamayışlarında, bu durumun farkında olarak ve bu durumdan dolayı kılı kırk yararak yaptıkları inceleme ve araştırmalardan kaynaklandığını söyleyebiliriz.

Tabi amacımız kimseyi kötülemek yada bakanlığın iyi niyetli iş çözme gayretini baltalamak değil, İş yapanla yapmayan firmaları iyi ayırt ederek hiç bir icraati bulunulmayan adalarda vatandaşları özlük haklarının hiçe sayılarak çantacı kıvamındaki firmalarla etik olmayan pazarlıklara girilmemesi ve eğer bir destek verilecekse gerçek hak sahiplerine verilmesi noktasında bir uyarıda bulunmak istiyoruz.
.jpg)
Alınteriyle çalışan firmaların, batık firmanın sözlerine güvenerek imza atan ve batığı veya bazı yanlışların düzeltilmemesinden dolayı imza atmayan vatandaşların suçu ne?
Bakanlığın gücü ve kudreti nasıl tapu sahipleri üzerinde rızası dışında satışa bile yetiyorsa, aynı şekilde çantacı ve iş yapmayan KANKA firmalar üzerinde de yetebileceği ve bu firmaların da bu adalardan uzaklaştırılarak, gerçek iş yapma kabiliyet ve gücü olan firmaların önünün açılarak, şeffaf bir ihale usulüyle Fikirtepe'ye davet edilmesine de yetecektir.


Evet piyasa ve konjoktür gereği daralan ve sıkıntıya düşen firmalara belkide devletin manevi gücünün arkasında olmasının bile yetebileceğine güzel bir örnek teşkil etmesi babında bu anekdotu sizlerle paylaşıyoruz. Yazımızı okuduktan yorumlarla görüşlerinizi paylaşmanızı ve sonra lütfen facebook sayfamızı beğenerek bizlere destek olmayı unutmayınız ...
Makalenin orjinalini ve devamını okumak için buraya tıklayınız ...
BAŞARININ SIRRI
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu.
Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. ‘Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?’ diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, ‘Sana yardım edebilirim’ dedi. Çek defterini çıkardı.
İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: ‘Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al’ dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller’ e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. ‘Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim’ diye düşündü. John Rockefeller’ e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi.
Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı.
Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü.
Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire ‘Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir’ dedi. ‘Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor’ diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.
İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.
Makalenin orjinalini ve devamını okumak için buraya tıklayınız ...
Haberlerimizden ve makalelerimizden haberdar olmak ve bize destek olmak için lütfen facebook ve twitter sayfalarımızı beğenmeyi unutmayınız...
Yasin BEKTAŞ
________________________________________
ajansFİKİRTEPE/www.FİKİRTEPEHABER.com
bakanlık ankaya bir el atsa ne kira odüyolar nede insaatı yapıyorlar ada halkı madur durumda