Koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle; ülkemizde eğitim-öğretime 16 Mart 2020 tarihi itibariyle ara verilmiş ve bir çok eğitim kurumu online olarak eğitim –öğretime devam etmiştir.
Özel okullarda pandemi kapsamında alınan tedbirler dolayısıyla birkaç aylık örgün eğitim/öğretim yapılamaması ve /veya Online eğitim ve öğretim yapılması durumlarında eğitim ücreti ,servis, yemek ücreti gibi konularda velilerin ödemiş olduğu ücretler veya ücret ödemesi için daha önceden verilen kıymetli evrak niteliğindeki senetler ve bu senetlerin tahsili ile ilgili problemler söz konusudur.
Öncelikle Özel Eğitim kurumları ile .Veliler arasında yapılan, sözleşmeler Tüketici hukukunun konusudur. 6502 sayılı TKHK. hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.
Kayıt sözleşmeleri şuan itibariyle elimizde olmadığından sözleşme üzerinden değil, genel hukuk anlamında açıklamalar yapılacaktır.
Pandemi süreci gerek ülkemizin gerekse dünyanın çok alışkın olduğu bir süreç olmamakla birlikte başlı başına bir mücbir sebeptir. Yargıtay’a göre “salgın hastalıklar da mücbir sebep olabilir. Öncelikle ücretleri de kendi içerisinde ayırarak açıklama yapmaya çalışacağız.
YEMEK ÜCRETİ:
İfa imkânsızlığı söz konusudur. İfa imkansızlığı nedir? Nerede düzenlenmiştir?
“Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür
“Kısmi ifa imkânsızlığı” T.B.K 137
“Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır
“Aşırı ifa güçlüğü” T.B.K 138
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır ”
Yemek ücretinde ifa imkansızlığı söz konusu olduğundan Ödeme yapılmışsa iade edilmelidir. Eğitim kurumları iade yerine gelecek seneden mahsup edilmesi velilere teklif bulunmaktadır. Talebinize rağmen , verdiğiniz sürelerde iade edilmediği taktirde yasal yollara başvurabilirsiniz.
YURT /YATAKHANE ÜCRETİ:
Pandemi sürecinde tüm yurtlar boşaltıldığından burada da ifa imkânsızlığı söz konusu olup , ücret iadesi gerekmektedir.
SERVİS ÜCRETİ:
Pandemi sürecinde , ONLİNE eğitim yapılması nedeniyle okullar kapatılmış olup servislerinde kullanılmaması nedeniyle ifa imkânsızlığı söz konusu olup , ücret iadesi gerekmektedir.
EĞİTİM ÜCRETİ:
Bu başlığı incelerken ödemesi yapılmış eğitim ücreti ve ödeme için eğitim kurumuna kıymetli evrak (çek/senet) verilmiş olması ve vadesi gelen kıymetli evrakların işleme konulmasına ilişkin olarak iki başlık altında inceleyeceğiz
A)ÖDEMESİ PEŞİN OLARAK YAPILAN EĞİTİM ÜCRETLERİ:
Yaşadığımız Süreçte bir çok eğitim kurumu uzaktan eğitim yapmıştır. Taraflar arasında bir anlaşma yoluna gidilerek ücrette indirim yapılması düşünülebilir. Yine eğitim kurumlarının buna yanaşmaması halinde sözleşmenin uyarlanması talebiyle mahkemede dava açılması söz konusudur. Ancak yaşanan somut uyuşmazlıklarla ilgili olarak henüz bir yasal düzenleme ya da yargı kararı tesis edilmemiştir.
B)ÖDEME İÇİN EĞİTİM KURUMUNA KIYMETLİ EVRAK/ÇEK SENET VERİLMİŞ OLMASI
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borçlu(ÖĞRENCİ VELİSİ), ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde takibi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak imzaya veya borca itiraz hakkını kullanabilir. Ödeme emrine itiraz edilmesi satıştan başka takip işlemini durdurmaz
B-1) İmzaya İtiraz(İMZA ONA AİT DEĞİLSE)
İmzaya itiraz, borçlunun takip konusu yapılan kambiyo senedindeki imzayı inkâr etmesi halidir. Borçlu imza itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde, açıkça, dilekçe ile icra mahkemesine yapmalıdır. Aksi halde kambiyo senedindeki imza bu takip bakımından borçluya ait sayılır. “
B-2) Borca İtiraz(BORCU ÖDEDİYSE)
Borçlunun imza itirazı dışında kalan tüm nedenlerden dolayı ödeme emrine itirazı borca itiraz nedeni olarak sayılmaktadır. Borçlu; borcun mevcut olmadığı, itfa edildiği, imhal edildiği, borcun zamanaşımına uğradığı veya takas, faiz oranı veya yetki hususlarında itirazda bulunabilir.
B-3)Yetki itirazı
Yetki itirazının esas hakkındaki itiraz ile beraber yapılabileceği gibi borçlunun esasa itiraz etmeden sadece yetki itirazında bulunması da mümkündür. Borçlunun sadece yetki itirazında bulunması halinde icra mahkemesinde başka itiraz sebepleri ileri sürmesi mümkün değildir. Borçlu yetki itirazında bulunurken, yetkili icra dairesini dilekçesinde göstermelidir.
C)EĞİTİM ÜCRETİ NEDENİYLE OKULLARA VERİLMİŞ OLAN KIYMETLİ EVRAKLARIN CEBRİ İCRA YOLUYLA İŞLEME KONULMASI HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER:
MENFİ TESPİT DAVASI AÇILMALIDIR.
Menfi tespit davası borçlunun borcu henüz ödemeden önce borçlu bulunmadığının tespiti için açabileceği bir davadır. Borçlu açtığı bu davayı kazanırsa, takip iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Borçlu takipten önce veya takipten sonra bir menfi tespit davası açarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. Borçlu, alacaklı tarafından bir takip yapılmadan önce menfi tespit davası açabileceği gibi, takipten sonra da açabilir. Ancak her ikisinin takip bakımından doğuracağı sonuçlar farklıdır.
C-1TAKİPTEN ÖNCE MENFİ TESPİT DAVASI AÇILMASI:
Takipten önce açılan menfi tespit davası, takip yapılmasına engel olmadığı gibi, başlayan takibi de kendiliğinden durdurmaz. Borçlu, alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırarak, icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir isteyebilir. MADDE 72/II - İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu karar , alacaklının takip yapmasına engel olmaz; ancak başlatılan takibin olduğu yerde durmasını ve ilerlemesini engeller
C-2 TAKİPTEN SONRA MENFİ TESPİT DAVASI AÇILMASI:
Borçlu takipten sonra da borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açabilir. Bu davada da borçlunun hukuki yararının olması gerekir. Bu tespit davasında, takipten önce olduğu gibi teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararı alınarak takibin durması sağlanamaz. Ancak alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla, takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi sağlanabilir. Bunun dışında kural olarak ihtiyati tedbirle hacze veya satışa engel olmak mümkün değildir. Uygulamada, bu hükümden hareketle, henüz haciz yapılmamış veya haciz yapılıp satış yapılmamışsa, borçlu borç miktarını (faizi ve giderlerle birlikte) depo edip ayrıca % 15’ten az olmayan bir teminatı yatırarak mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla takibin durmasını talep etmektedir. Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda haciz yapılmasına engel olunmakta, teminat karşılığında, davanın sonuna kadar para alacaklıya ödenmemektedir. MADDE 72/III - İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
SONUÇ: Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere “YEMEK ÜCRETİ,YURT /YATAKHANE ÜCRETİ, SERVİS ÜCRETİ” hizmetleri verilmediği için iadesi gerekmektedir.
Eğitim ücretleri ile ilgili olarak , Eğitim kurumlarına verilen kıymetli evrakların ÇEK/SENET cebri icra yoluyla tahsiline gidilmeye çalışılması halinde yukarıda beyan edildiği üzere “MENFİ TESPİT DAVALARI” açılması gerekmektedir. Ancak bu davaların açılması haciz ve takip işlemlerini durdurmaz.
Yaşadığımız Süreçte bir çok eğitim kurumu uzaktan eğitim yapmıştır. Taraflar arasında bir anlaşma yoluna gidilerek ücrette indirim yapılması düşünülebilir. Yine eğitim kurumlarının buna yanaşmaması halinde sözleşmenin uyarlanması talebiyle mahkemede dava açılması söz konusudur. Ancak yaşanan somut uyuşmazlıklarla ilgili olarak henüz bir yasal düzenleme ya da yargı kararı tesis edilmemiştir.
Bu makalemiz sadece hukuki tavsiye niteliğindedir.
Av. R. Ozan Öztürk
www.fikirtepehaber.com