Siyasi gerginlikler, seçim süreci ekonomiyi iyi yada kötü etkiler. Bu seçim sürecinde ekonomik anlamda kazananlar ise sanırım sadece parti bayrakları yapanlar oldu. Göz gözü bayraktan görmüyor o biçim süslemeler var..
Konut sektörü malum Ocak ayından beri yavaşlama sinyali veriyordu. Bu durumu kabul eden var etmeyen var. TÜİK şubat ayı konut satış endeksine göre geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7 daralma var.
Emlak GYO’nun geçenlerde yayınladığı şubat ayı rakamları ise vahim. Yetmiş markalı konut projesini bünyesinde bulunduran Emlak GYO tarafından Kamu Aydınlatma Platformu'na gönderilen rakamlara göre, geçen sene şubat ayında bin 19 adet konut satılırken bu yıl aynı dönemde bu rakam sadece 350 adet. Ciro kaybı ise yüzde seksen dokuz.
Emlak Penceremden Hatice Kolçak'ın yazısına göre, Belediye başkan adaylarının en büyük vaatlerini kentsel dönüşüm, kentsel yenileme projeleri alıyor. Bu söylemlerini tabelalara yazıyor, konuşmalarda televizyon programlarında gündeme getiriyorlar. Her parti adayının mutlaka kentsel dönüşüm projesi var. En azından hepsi Kentsel Dönüşüm konusunda hem fikir. Ancak uygulama kısmında farklılıklar var. Adaylardan birinin TV’de yaptığı konuşmada emsalleri artıracağını vaat etmesi ürkütücü geldi bana..
Neden mi?
Elimde Kadıköy bölgesine ait veriler olduğu için örneklemeyi buradan vereyim.
Sadece Kadıköy bölgesinde risk raporu almış yada dosyası müdürlükte bekleyen 2 bin 500 bina var. Bölgedeki emsale göre bir bina yapan müteahhide ortalama 4 konut kalıyor. Müteahhit kendisine kalan 4 konutu satacak ve yeni binalar yapmak üzere sermaye yapacak. Sadece bu yıl yıkılacak 2 bin 500 bina da 4’er konut kalsa 10 bin konut yapar. Demek ki 10 bin adet sıfır konut bu şekilde satışa çıkacak.
Yine aynı bölgede Fikirtepe Kentsel Dönüşüm projeleri satışa çıkmaya başladı. Az buz değil 50 bin adet satılacak konut ta burada var. Konuştuğum mal sahiplerinin hiç biri burada oturmayı düşünmüyor. Onlarda kendilerine verilen evleri satışa çıkmayı düşünüyorlar.
Şimdi biz birde emsalleri yükseltirsek kendi kendimizi gırtlaklamış olacağız. Bu yıl daralma sürecine giren konut sektöründe oluşacak arz talep dengesizliği ile elimizde patlayacak konut stoğu önümüzdeki yıllara sirayet eder. Sadece bu yıl içinde yaşanacak daralma ile sonrasında en az 2-3 yıl içinde sektör toparlanabilir.
Tansiyon düşürülemez, siyasi istikrar sağlanmazsa ekonomik olarak girilecek bir krizde ilk tokadı yiyen konut sektörü olur.
Türkiye Ekonomisinin Lokomotifi ve gelecekteki riskler üzerine İnşaat sektörü!
Yerel seçimlere günler kala gündem gergin, tansiyon yüksek. Pazar günü seçimler sonrası her şey rayına oturur diye düşünenler aldanıyorlar bana göre. Çünkü bu yerel seçimler sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında genel seçimler şeklinde önümüzdeki günler seçimlere gebe. Fikirtepe Haber
26 Mart 2014 Çarşamba 10:58
Bu haber kez okundu.