Evet bu süreçte, hiç şüphesiz firmalar ticari bir faaliyet ve kar güdüsü ile bir an evvel işe başlayıp ticari faaliyetlerine devam ettirmek isterlerken , arsasına ev yapmayı düşündüğü vatandaşlar ile de kat karşılığı sözleşme imzalayarak anlaşma ve belirli bir oran karşılığı işe başlama formalitelerini yapması gerkmekte.
Tabi firmalar kendi tekliflerini oluştururken bazı vatandaşların beklentilerini hak hukuk ve teminat noktasında tatmin etmediği, imza atmamış ve atmayan bazı vatandaşlar tarafından ifade edilmekte ve bu tarz gerekçelerden dolayı vatandaşlar imza atmaktan imtina ettiklerini belirtmekteler.
Her ne kadar belirli bir çoğunluk ile anlaşılmış olunsa bile , kişilerin mülkiyet hakları anayasa ve evrensel insan hakları bildirgesi kapsamında garanti ve koruma altına alınmıştır.
Ancak, firmaların imza atmayan vatandaşlarla makul ölçülerde tereddütlerini gidererek anlaşmaktan ziyade, bakanlığın çıkartığı ve Fikirtepesini de içine dahil etmiş bulunduğu 6306 sayılı kanunla komple afet riskli bölge ilan edilmesinin arkasına sığınarak vatandaşa karşı bir dayatma içerinde görünmektedirler.
Bu yasa kapsamı gereği her ne kadar anayasaya aykırılık teşkil etmesine ve mevcuttaki Fikirtepe imar plan notlarında kayıtlı bulunan, kademeli imar uygulaması nedense gözardı edilerek vatandaşın ticari faaliyette bulunan ve kar amacı güden bir firmaya imza atması mecbur bırakılmaktadır. Bu yolla , firmaların vatandaşın oluru olmadan hazırlanan sözleşmelere imza attırılmak suretiyle mevcuttaki evini ve arsasını terk etmesi istenmektedir.
Tabi burada ticari faaliyet ve kar amacı güden firmaların hazırladıkları sözleşmelerle vatandaşların aleyhine olan bu tutumlarını düzeltme noktasında isteksiz ve geri duran bakanlığın , mevcut şartlarda ticari faaliyette bulunan ve kar amacı güden bir firma lehine ve vatandaşın aleyhine olan hatta hukuken uygulanması mümkün olmayan 2/3 kuralını uygulamaya yönelik adım atmaktan ve hatta firmalar için bakanlık adına resmi tebligat yapmaktan geri durmaması ciddi bir ironi olara göze batmaktadır.
Mevcut resimde de görüleceği üzere ayakta kalan son kale misali elektriği , suyu , yolu, kanalizasyonu iptal edilerek yaşama vedevlet güvencesine dair var olan her şeyin ortadan kaldırılarak yaşama imkanlarının ortadan kaldrıldığı bir ev ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının düşürüldüğü son durum maalesef içler acısı bir görüntü oluşturmaktadır. Güçlünün güçsüzü ve zayıfı ezdiği ve her türlü vatandaşlık ve mülkiyet haklarının kısıtlanarak zararına olduğu söylenen bir sözleşmeye dayatma yolu ile imza attırılmaya çalışılan vatandaşın evinin görüntüsü , demokrasi ve hukuk adına ne kadar acı olsada , doğru veya yanlış , mülk sahibinin dirayeti ve demokratik haklarını kullanma iradesi takdire şayandır.
Fikirtepe'de Vatandaş her şeye rağmen hakkını korumaya çalışıyor !
Fikirtepede yapı ruhsatı verilmesi ve inşaatların başlanabilmesi için % 100 anlaşma sağlanma şartı aranırken , henüz imzası tamamlanmamış adalarda İstanbul Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü yetkililerince % 100 anlaşma sağlanması ve imza atmayan vatandaşların mallarına zarar verilmemesi şartı ile bazı firmalara henüz % 100 imzasını tamamlamamalarına rağmen, şartlı yıkım ve hafriyat izni verilmiş ve bu firmalarda bu izin üzerine hafriyat çalışmalarına vakit kaybetmeden süratle başlamışlardı. Fikirtepe Haber
10 Mart 2014 Pazartesi 00:32
Bu haber kez okundu.
takdire şayandır diyorsunuzda diğer magdur olan insanlar ne olacak