Yasin BEKTAŞ /www.FİKİRTEPEHABER.com
Uçan At, Uçan Daire ve Çantacılıktan Müteahitliğe Terfi ..!
Hikayenin öncelikle Uçan Atla ilgili kısmını sizlerle paylaşmak ve daha sonrasında Kentsel Dönüşüm alanında yaşanan gerçek ve görmezden gelinen çarpıklıklarla karşılaştırmalı benzerliklerini sizlerle beraber mukayese etmek ve karşılaştırmak istiyorum.
Makalenin Orjinalini ve devamını okumak için buraya tıklayınız...
Bir padişah, iki adamı ölüme mahkum etmiş.
padişahın atını ne kadar sevdiğini bilen mahkumlardan bir tanesi, " hayatını bağışlarsa bir yıl içinde ata uçmayı öğretebileceğini " söylemiş..
kendini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden padişah bunu kabul etmiş..
... diğer mahkum inanmayan gözlerle arkadaşına bakmış ve :
" atların uçamadığını biliyorsun.. nasıl olup da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya ?
yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar.. "
" pek değil " demiş birinci mahkum..
" kendime dört özgürlük şansı veriyorum.. "
birincisi : sultan bu yıl ölebilir..
ikincisi : ben ölebilirim..
üçüncüsü : at ölebilir..
dördüncüsü : " belki ata uçmayı öğretebilirim... "
Evet hikayedeki mahkumu çantacı varsayarsak Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Bölgesindeki başımızdan geçenleride dikkatlice irdeleyince ortaya ne çıkıyor bir bakalım...
Evet Hikayede geçen birinci Sultan ölebilir seçeneği ''Fikirtepe Kentsel dönüşümde müteahitlik iddiası olmayan ve yer toplayıp pazarlamak için uğraşan lar adına '' belkide insanları üç beş kuruş karşılığı bonus vererek, ellerindeki tek taraflı sözleşmelere inandırabilir ve imzaları ucuza kapatıp daha değerli bir şekilde bir müteahite satabilirim'' şeklinde yorumlayabiliriz.
Hikayenin İkinci Maddesinde geçen ben ölebilirim maddesinni '' Ya kazanırım , ya da kaybederim. kaybedersem az ama kazanırsam iyi bir voleyi bulurum'' diye yorumlayalım,
Hikayenin Üçüncü maddesini, At ölebilir şıkkını '' vatatandaşları bir şekilde gına getirip en azından 2/3 çoğunluğu yakalayabilirim gerisi zaten bakanlığa kalmış ya da arsa sahibi ölür mirasçılarını kafalarım yerde ucuza bana kalır'' diye düşünülerek elde edilen kazanç,
Hikayenin dördüncü ve can alıcı noktası belki ata uçmayı öğretebilirim şıkkına gelince ''müteahitlikle bir alakası olmayan ve sağdan soldan aldığı bir kaç milyonluk destekle emlakçılık yapıp çantacılığa soyunurken, uçan daireler şovuyla vatandaşa herşeyi yutturabilir üstüne bir de bakarsın müteahit oluveririm. Belki de ünlü iş adamı olarak ülkenin gündemini bile işgal edebilirim'' diye düşünerek hiç umulmadık sonuçlar elde eden saygıdeğer müteahitlerimiz olmuş mudur acaba!?
Ata uçmayı öğretmek belki imkansız görünse de emlakçılık ya da çantacılıktan müteahitliğe terfi ederek deveye hendek atlatanların varlığı dilden dile dolaşmakta.
Sonuç olarak, uçan at hikayesini padişaha yutturan mahkumla , uçan daireleri vatandaşlara yutturan yurdum insanlarıda aynı pratik ve parlak zekaya sahip değillermi!? Ha birde bunlara yalnış çanak tutarak komşularını aldatanlar yok mu!!! Neyse onu da başka bir yazımıza bırakalım ...
Hoca Ne demiş? YA TUTARSA !!!
Maksadımız kimseleri incitmek değil halk arasındaki söylemleri ve bazı bilinen gerçekleri uçan at hikayesi ile eşleştirmekti. Hatamız varsa Af Ola !
Umudunuzu hiç kaybetmemeniz dileğiyle. Kalın sağlıcakla...
Makalenin Orjinal tamamını tekrar okumak için buraya tıklayınız...
Yasin BEKTAŞ
____________________________________
ajansFİKİRTEPE/www.FİKİRTEPEHABER.com
Sayın yasin bey keleşoğlu firmamız ile ilgili bir haber yapamadınız size kırgınız kiralarıda yatırmaya başlamış umutla sizden bir haber yapmanızı bekliyoruz saygılar kolay gelsin